12 Eylül 2007 Çarşamba

11100110101 çöplükleri

drama öğretmenliği yapan bir kadın düşünüyorum..
minnacık beyinlerin aileleri tarafından sosyalleşsin diye ortasına bırakıldığı kreşlerde..

bir kısa film senaryosu gibi geliyor aklıma biraz da..
kadın çocuklara.. "tepki" dersleri veriyor..
- aaaa çok kötü bir şey oldu nasıl üzülüyoruuzzz !!?
- aaaaa ne kadar güzel.. ne diyoruuuuzz...
* teşeekküür ederiiimm.
- şimdi birine kızdınız nasıl dönüyoruz sırtımızı ?
- şimdi sevgilinizi başkasıyla el ele gördünüz (dudak dudağa değil.. el ele.. bir sevgi paylaşımı!)
* ???
- şimdi anne eve geç geldi.. anneye ne diyoruuuuzz ?
* anneciim ne olur beni bırakmaaaa..

kadının kreş sonrasındaki hayatına odaklanıyor tahayyülüm..
uzun sarışın saçlı peruğunu çıkartan kadın.. bir anda Jekyll ... Hyde'a dönüşüyor..

bir nevi neydi o Türk (ilk harfi büyük yazdım..dikkatinize) versiyonunun adı (bana google u arattırmayın şimdi..hatırlayın işte.. aramıycam..aklıma gelinceye kadar aramıycam.. beynimi çalıştırıcam. hafızamı 1100111011 lara emanet etmiycem!!) yeşim..yasemin.. devrim.. beyaz.. neydi o filmin adı neydi !! tamer.. neydi.. rüyaları.. beyza nın dünyası ?! neydi !!! beyza ve diğerleri.. beyzanın kadınları !!!!!!!!!!!! hahaha:)

bir nevi beyza'nın kadınları gibi..
gündüz çocuklara mimik öğreten bir saplantılı kadının kısa öyküsü..
bunun filmini çekmeliyim..

her kendini yönetmen olurum hissedenin yaptığı gibi.. not defterime.. senaryo.. konu.. kişiler.. zaman.. mekan gibi notlar alıp.. bu kısa filmi de..
eskimiş kısa film öyküleri çöplüğüme gömmeliyim..

keşke çöpler de.. 110111011 olabilseydi..

Hiç yorum yok:

48 GB POTPURİ

   Üzerinden her şekil bulutlar geçerdi “aşıkken” insanın, Meltem gibi yel gelir, son emeli güle konardı “son of the od”, Şimdi en güvendiği...